reza zarrab davası

tüpraş, botaş, iran ulusal petrol şti (iupş), halkbank, safir altın şirketi, royal grup, atlantis , aktif bank, denizbank , zafer çağlayan'ın aldığı 50 milyon euro'luk rüşvet, hatta iran'ın eski cumhurbaşkanı ahmedinejad'ın bile adı geçiyor duruşma salonunda. (bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya) (bkz: içerisi şampiyonlar ligi gibi) :')

uluslar arası ticaret kuralların çiğnendiğinin sözlü kanıtı. amerikanın istediği şey de bu işte. şimdi gelsin ambargolar girsin enflasyonlar. üretim desen 70 milyonluk , 70 de değil 80 milyonluk ülkede buğdayın sapı bile ithal giriyor. kaldı ki kimseye eyvallahımız olmadan bu günleri geçirelim. sıçtık olum hemde feci sıçtık.

davayi vakit buldukça takip ediyorum. önemli birkaç konuyu yazayim... reza bir ara çin'i de olaya dahil etmeye çalışmış. çinli yetkililerle görüşüp ayni para aklama sistemini çin 'de de kuralim diye israr etmis. çinli bankacilar olayin içerisinde iran'i duyar duymaz teklifi katiyen reddetmis. amerikayi gunahi kadar sevmeyen çin bu teklifi reddederken ziraat bankasi ve vakıf bank çarka dahil olabilmek icin kirk takla atar vaziyete gelmis... ayrica davaya dönemin içişleri bakanı muammer güler ve oğlu da dahil oldu... reza önemli konulari bu iki isimle whatsapp üzerinden konuştuğunu anlattı. bir ara saat mevzusunu açtı yargic. reza soruyu "bir sürü saat verdim hangi saat" gibisinden trajikomik bir cevapla gecistirdi. ayrıca o kadar çok rüşvet ödedim ki kimi zaman ödemeyi yanlış kişilere veya yanlış tutarlarda yapıyorduk gibi bir cümle de kurdu. rahatlığa bak, güler misin ağlar mısın.

onların sonu ta en başından belliydi..

ah ulan reza.. neden hala gelmedi yoksa saati mi şaşırdı hıyar?

bu adam icin son 1 ayda devletimiz 2 defa abdye nota verdi vatandasimiza noldu diye.simdi otmeye baslayinca yandas basin vatan haini diye haberler yapmaya basladi.bazi yandas tvler haberini bile yapmiyor.dunyada az da olan itibarimizi iki paralik oldu.sen kendi bakanlarini vs kendi ulkende yargilamazsan yolsuzluklarini ortbas edersen abd cikar ben yargilarim der o zaman.sen de burada tutusursun.

davayı yakından takip ediyorum ve bana gore cok saçma ilerliyor. sebebi ise tüm tezgahı kuran, ambargoyu delen, her şeyi organize eden adam tanık olarak ifade veriyor. tam bir fiyasko çünkü anlattığı şeylere bakınca her şeyi kendinin yaptığı ve organize ettiğini açıkça söylüyor. sanık durumunda olan atilla sadece ust duzey bir banka yöneticisi ve zarrab bu adama rüşvet vermediğini hatta atilla'nın talep dahi etmediğini söylüyor. anlatılanlardan cıkan şu ki sanık atilla üstlerinden gelen baskı ve emirlerle hareket ediyor. bu demek değil ki her şeye rağmen adam suçsuz ama zarrabın yaptıkları yanında deve de kulak kalıyor. buna rağmen tüm dava amerikan savcıları tarafından atillanin merkezinde olduğu bir suç örgütünün davası gibi gösterilmeye çalışılıyor ancak işin merkezinde her şeyi organize eden zarrab var?! zarrab yaptıklarını bir bir anlatıyor. burda kritik nokta ekonomi bakanının bu işe dahil olmuş olması ve zarrab ile tüm kârı elli elli bölüşüyor olması. zarraba zamanın devlet başkanı kim diye soruluyor?? tayyip erdoga cevabını veriyor oda ve hemen başka bir soruyla başka bir yerden devam ediliyor. e bu soru ne alaka diyor insan çünkü cevabı alan hakim ve savcılar bu soru ve cevaba bağlı ikinci bir soru veya iddia yöneltmiyorlar. ikinci mevzu ziraat bankası ve vakıf bankında olaya dahil olmaya çalıştığı iddiası ancak dahil olduklarına dair bir kanıt sunulmuyor. sadece konuşmalarda bankaların ismi geçiyor/geçiriliyor. dinletilen ses kayıtları ve zarrabın ifadeleri aslında atillanın bir bakıma savunmasının temelini oluşturacak gibi duruyor çünkü atillanin bu büyük işler içinde sadece bir piyon olduğunu ortaya koyuyor. e hani atilla sanıktı davanın merkezi her seyi yoneten adamdi? savcılar olayı buraya tasimaya çalışıyor ancak iş pek öyle gitmiyor ve gitmeyecek bence. tayyip erdoğanın bu olaylardan haberi olduğunu söylüyor zarrab ancak bunu kendisi erdogan ile görüştüğü için, direk bağlantı kurdugu icin söylemiyor. bunu söylemler üzerine iddia ediyor ki elde somut bir kanıtta yok, sunulmuyor. sadece zafer çağlayanın kensine böyle söylediğini söylüyor?! e söylemek olmaz kanıt lazım?? sımdi burda dikkat cekmek istedigim ilk sey erdoğan, vakıfbank ve ziraat bankasının isimlerinin dayanaksız ve alakasız olarak konuya dahil edilmesi. bu isimlerin sadece telaffuzu bile ozellikle bu bankaların ekonomik ve piyasadaki durumları açısından kritik. erdoğan için ise ayrı bir olayın peşindeler gibi ancak nedir bilemiyorum. ikinci nokta ise bu işin devlet kontrolünde ve devlet rızasıyla olduğuna dair bir kanıt yok. zarrab işe sadece işlerini kolaylaştırsın diye önünü açsın diye zafer cağlayanı rüşvet ve kârdan pay ile dahil ediyor. zafer cağlayan bunu üstlerinden ve cevresinden habersizce kendi başına yapmışta olabilir. son noktada muammer güler ve oğluda olaya dahil oluyor aynı sekilde. burdaki önemli husus devlet eliyle yapılan bir yanlışın olmaması. mevkisini ve cevresini kullanan devlet adamlarının ve bir ticaret adamının kendi kârlarını gözeterek yaptıkları bir iş var. yani devlet kasasına dolaylı yoldan da olsa giren çıkan yok. sadece şahıslar. sımdi burda bana akp/erdoğan falan savunuculuğu komplo teoriciligi yapıyorsun diyecek olanınız mutlaka vardır ancak arkadaşlar emin olun yapmiyorum. davayı detaylı şekilde takip eder ifadeleri, sunulan kanıtları, sorulan soruları okur görürseniz demek istedigimi anlarsınız. eğer somut deliller ile bu söylemler ispatlanırsa tamam ama sadece söylemde kalırsa isin altında baska seyler aramak gerek çünkü dava yolunu şaşırıyor demektir. davada sanık olması gereken adam tanık konumuna gelmıs yaptığı tum seyleri itiraf ediyor her seyin altında kendisinin olduğunu söylüyor yani is birligi yapıyor. bu noktada savcilik/mahkeme bu adami bu suc orgutunun merkezine koyup ifadesini/itirafları almali ona gore bir ceza belirlemeliydi ancak saçma bir sekilde atilla denen adama bu yapılmaya çalışılıyor. rüsvet alan adamlar ortada yok, iran tarafından suça ortak olmus adamlar ortada yok, ne bileyim dubai, kuveyt, hindistinda bu ise dahil olmus rusvet almis ambargoyu delmeye dair islere ortak olan adamlar ortada yok. sadece zarrab ve atilla. gercekten akil isi degil davanin su ana kadar geldiği nokta. son olarak da bu tur olaylar ve davalar baska ulkeler ve bankalarında başına geldi daha önce ve hic biri bu sekilde mahkemeye taşınmadı. suçlar kabul edildi, görüşmeler yapıldı ve bir para cezası karşılığı dosyalar kapatıldı. peki türkiyenin bankalarının, ust duzey devlet yetkililerinin icindi bulundugu bu soruşturma neden illa mahkemeye taşındı? reza zarrab zaten iş birliği yapmayı kabul etmişken neden illa mahkeme görülüyor? sorulması gereken haklı sorular bence bunlar.

''bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım diye yazıyorum.'' diyen @HomoMeraktus twitter hesabı güzel anlatmış anlaşılır bil dille. https://twitter.com/HomoMeraktus/status/936490409940934656